6 Şubat depremlerinin üzerinden 72 gün geçti. Afet-Çocuk Sivil Koordinasyon Ekibi olarak; ilkini 28 Mart’ta paylaştığımız olgu örneklerine devam ediyor, üçüncü olgumuzda “tesadüfen” bulunan çocukların durumuna işaret ediyoruz.
Siyasi iktidarın, siyasi partilerin, basının ve kamuoyunun genel seçim gündemine yoğunlaştığı şu günlerde, en öncelikli gündemlerimizden birinin “akıbeti bilinmeyen çocuklar” olması gerektiğini hatırlatıyoruz.
Aileleri/yakınları tarafından aranan, refakatsiz kalan, akıbeti bilinmeyen çocuklarla ilgili izleme ve takip çalışmaları yapmaya, ihmalleri ve ihlalleri dile getirmeye kararlılıkla devam ediyoruz. #ÇocuklarınTakipçisiyiz
İçişleri ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlıklarına bağlı tüm kamu idaresine soruyoruz.
Bir çocuğun tesadüfen bulunması:
- 2 yaşındaki D’nin ailesi deprem sırasında vefat etti.
- D’nin cansız bedeni, depremlerden 66 gün sonra, enkaz kaldırılırken tesadüfen(!) bulundu.
- D kimsesizler mezarlığına defnedildi.
İçişleri ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlıklarına soruyoruz;
- D’nin cansız bedeni tesadüfen bulunmasaydı kayıtlarda nasıl yer alacaktı?
- Deprem sırasında “kayıp” hale gelen, akıbeti bilinmeyen çocukları “aramanız” için çocuklar hakkında mutlaka bir ihbar mı olması gerekiyor?
- Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında yaşayan çocuklar aileleri/yakınları tarafından aran(a)madığında devletin ilgili kurumları tarafından takip edilmiyor mu?
- Enkaz kaldırma çalışmaları sırasında, o enkazda akıbeti belli olmayan çocuk ve yetişkinlerin olma ihtimaline ilişkin bir süreç işletilmiyor mu?
Metnin tamamı ve pdf versiyonu için tıklayınız.