Afet-Çocuk Sivil Koordinasyon Ekibi olarak, 6 Şubat depremlerinden bu yana, hakkında arama ilanı verilen ve refakatsiz kalan çocukların durumunu yakından takip ediyoruz. Depremlerin 52. gününde akıbeti hâlâ belli olmayan çocukların olması karşısında endişeli ve öfkeliyiz. #ÇocuklarınTakipçisiyiz
Ekip olarak bugüne dek, çocukların bulunması ve yakınları ile buluşturulması, bu süre zarfında güvenlik ve korunma ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik taleplerimiz, sorularımız ve sistem önerilerimizle yüzümüzü daha çok Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na çevirdik.
Ancak depremin ilk gününden bu yana yaptığımız izleme ve takip çalışmaları gösteriyor ki; çocukların yakınları ile bağlarının kopmasında, “kayıp” haline gelmelerinde, “kimliği belirlenemeyen” şekilde hastanelerde refakatsiz kalmalarında Sağlık Bakanlığı’nın sorumluluğu büyük.
Yakından takip ettiğimiz olgulardan birini paylaşıyor ve Sağlık Bakanlığı’na soruyoruz.
Kayıp bir bebeğin bulunma süreci
* Bebek A, enkazdan çıkarılıp babası ile birlikte hastaneye kaldırıldı. Bebeğin ilk müdahalesi babasının yanında yapıldı.
* Bebeğin sevk edilmesi gerektiği söylendi ancak nereye sevk edileceğine dair bilgi verilmedi.
* Baba bebek A’yı 4 şehirdeki hastanelerde aradıktan sonra, İstanbul’da bir hastanenin yoğun bakım servisinde buldu.
Sağlık Bakanlığı’na Soruyoruz:
1- Kimlik bilgilerini babadan almak mümkün olduğu halde, bebek A nasıl ve neden “kimliği belirlenemeyen” olarak sevk edildi?
2 – Bir bebek 1248 km uzaktaki bir hastaneye kayıt tutulmadan nasıl sevk edilebildi?
3- Adıyaman’a yakın şehirlerdeki hastaneler afet durumlarında hizmet verecek niteliğe ve kapasiteye sahip değil mi?
Metnin tamamı ve pdf versiyonu için tıklayınız.